Şimdilerde
pazardan satın aldığımız dutları eskiden Istanbul’da insanlar
dut ağaçlarından kendileri silkeliyerek büyük bir keyifle
yerlermiş. O zamanlar Istanbul’da dutluk alanlar çokmuş. Örneğin
bugün binalardan nerdeyse mezarlıklar dışında yeşil alanı
kalmayan Mecidiyeköy 1960’lı senelerde dutluk alanmış.
Eskiden
bahçesinde dut ağaçları olanlar ağaçların altına büyük
bezler sererler, sonra da ağacın dallarına vurarak dökülmesini
sağlarlar ve bunları kapların içine koyduktan sonra birkaç komşu
da çağrılarak afiyetle yıkamadan yerlermiş. Manavlarda dut
bulmak gibi bir durum sözkonusu değilmiş.
Dut
mevsiminin geldiğini bülbüllerin seslerinin kesilişinden de
anlamak mümkünmüş.
Şimdilerde
Istanbul’da ne o kadar çok dut ağacı ne de bülbüller kaldı.
Hatta
insanlar o kadar değişti ki bahçelerinde bulunan dut ağaçlarının
olgunlaşan meyveleri yere düştüğünde, otoparkı ve
arabalarının üzerini kirletiyor diye dut ağacını bile kesmeye
kalkıyorlar da doğaya duyarlı kişilerin olaya müdahalesi sonucu
tek tük de olsa dut ağaçları korunabiliyor.
0 yorum:
Yorum Gönder